SEVK VE İDARE  

Makam ve mevki kişiye Allah (cc) tarafından verilmiş en büyük sorumluluklardan biridir.Bu süreçte bireyler , sevk ve idare ile mükellef oldukları kutsal görevleri yerine getirir iken , her halde hakkaniyetli bir şekilde davranmak onlara farz olunmuştur. '' Ali'nin yeğeni şu işe girsin , Mehmet'in tayini şuraya çıksın , Ahmet ' in şu işini hallet ... '' gibi cümlecikler kişi ile işi arasında sıkışıp kalmasına sebebiyet vermektedir.Bu makam sahibinin istemese de dolaylı yoldan kul hakkına girmesini kaçınılmaz kılmaktadır.
Böylesi durumlarda yetkiye haiz olan kişi , pozitif ayrımcılık dediğimiz hukuki bir sav'dan güç alarak , kendi vicdanını bir nebze de olsun rahatlatmaktadır.Fakat bu da her zaman yeterli bir şey olmamaktadır.

Makam ve mevki sahipleri , elbette ki halkın arz ve taleplerini karşılaşmak ile meşgul olmalıdır . Yalnız şu da unutulmamalıdır , '' Usülsüz , kul hakkına girilen , haram , suç teşkil eden , bireysel ayrımcılık , dayıcılık ve amcacılık v.b. bir bireyi mutlu ederken diğerinin hakkını girecek şekilde tavırlar içeren söz grupları içerisindeki talepler , gerçek bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ gerçek bir ATATÜRKÇÜ gerçek bir DEMOKRASİ sevdalısı bürokratlar tarafından karşılanmamalıdır.Ziraa her durumda iyi'den ve kötü'den makamı zilyetle mükellef olan makam sahibi sorumlu olacaktır ...

Ayrımcığın popüler olduğu bu süreçte özellikle yargılama , göz altına alma , tutanak ve raporla yetkili gerek devletin istihbarat birimleri gerek kolluk gerekse adli merciiler ;
'' suça isnat etmiş kişilerin yargılanması , delil ve suç unsurlarının tespit edilmesi hususunda , renk , dil , din ve kısacası etnisite ve birey bağımlılığa dayanan bir politika '' izlememelidir.

Ayrıca her birey ergin sıfatına erdikten sonra mümeyyizinden ayrı bir irade hakkını kendinde görmelidir.

Kişilerin , suça alet olmaması bakımından naciz bir tavsiyem vardır.Okumak okumak daha fazla okumak ! 
Bu tavsiyemin bazı ceza ve tevkif evlerinde uygulanması sonucunda , hapsolmuş duvarlar içerisinde yaşayan suça öyle ya da böyle (haklı - haksız ) bulaşmış insanları ne denli değiştirdiğini bazı Savcı ve Hakim arkadaşlarımızdan duymuş olmak beni gerçekten mutlu etti.

Hülasa meramım şudur 
'' Makam sahiplerinin , adaletli , gençlerin ise bilgili ve kültürlü oluşu ; Çağdaş , demokratik ve uluslararası düzeyde en iyi yerlere gelmiş bir Büyük Türkiye' anlayışını kaçınılmaz kılacaktır.

Unutulmamalıdır ki , Peygamber Efendimiz ( sav ) ;
"Tek bir fakih, şeytana bin âbidden daha yamandır." (Tirmizi, İlim 19, (2083). buyurmuştur.

Adaletli bir hayat yaşamanız dileğiyle ...

Selam ve Dua..


Hüseyin Mesut ALVER